16 Kasım 2014 Pazar

Sözün Özü

10 Kasım'a ithafen yazdığım ''Olmasaydın da olurduk!'' yazıma duygusal davranan Kemalist grubu tepkiler yağdırdı. ''Atatürk ateisttir'' dediğim için neredeyse vatan haini ilan edilecek
tim. Nitekim çok geçmeden görüşüme destek niteliğinde daha cazip bir dille yazılan Hüseyin HAKAN'ın 'Varlığımızın Tadına Bir De Biz Varabilsek!' yazısı yetişti. Fakat nutuklar atılmaya devam edildi, tansiyon yükseldikçe yükseldi.

''Siz Erdoğan'a tapıyorsunuz, ilahlaştırmışsınız.'' diye nutuk atan zihniyet

''Ayağa kalkmayanların kafasına sıkacağız!'' diyor, ''O olmasaydı olmazdık!'' diyor -Ankebût 57'yi haşa hiçe sayarak-, ''Atatürk ölmedi, kalbimizde yaşıyor. Sonsuzdur!'' diye zırvalamalarla ilahlaştırdığının farkında bile değiller. Sanki 10 Kasım'da Anıtkabir avlusunda yere yatan bizmişiz gibi, 09:05'te ayağa kalkan bizmişiz gibi -ki siz ezan-ı Muhammediye okunurken eğlencenizden ödün vermeyen bıdıklar-

İnançlara, sempatizanlara sonsuz saygım var ama aynı saygıyı karşıdan görmeyince çıldırıyorum işte! Her zaman söylediğim sözü yine söylüyorum: ''Benim Ata'ya değil, atalara saygım var!''. Bir kişiyi anıp milyonlarca şehidi (Laz, Türk, Çerkez, Kürt...) hiçe saymadım, saymam!

''Ülkeyi batmaktan kurtarıp bugünlere getirdi!'' diyenlere soruyorum:

2001-2002 yıllarında Türkiye'nin hali ne durumdaydı? Ülke krizin içinde, borç batağında çırpınıyordu. Ekmek kuyrukları, işsizlik, giderin gelire tur bindirdiği o dönemde ülkeyi devralmadı mı Recep Tayyip Erdoğan? Kimse kusura bakmasın aga! Bu gerçek ortadayken sen kalkıp aynı başarının bir mimarını övüp öteki mimarına söversen saygı duyulmayacak durumda olursun, ol zaten budur senin layığın! (Gocunanların canı cehenneme).

Lafı lastik gibi uzatmak yerine ideolojimi, ortaya attığım fikri destekleyen bir belgeyi -Genel Kurmay arşiv laboratuvarından geçilmiş, onaylanmıştır) sunmak ve sizi vicdanınızla baş başa bırakmak istiyorum. Unutmayın ki 'Ataistten' türeyen bir olgudur ateistlik, vesselâm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder